Tüm dış katmanları sıyırdığınızda Pretty Woman'ı baştan izliyorsunuz. Tek fark: Richard Gere, Ari Sharapov'un bulunduğu her sayfada sergilediği puştluk seviyesini tam olarak tasvir edememiş. Valentine O'Dell çaresiz bir duruma düşmüştür: anne ve babası bir kazada ölmüş, kız kardeşi vakıf fonundaki tüm parayı harcamış ve ona bakan büyükannesi felç geçirerek hareketsiz kalmıştır. Zavallı kız (o zamanlar bir üniversitede okuyordu) ne yapmak zorunda kaldı? Tam da kendisinden önce sayısız aşk romanı kahramanının yaptığı ve kendisinden sonra da yapacağı şeyi: yüksek sınıf bir yetişkin kulübünde geceleri çalışmak. Kader gecelerinden birinde Ari Sharapov adında zengin ve ayrıcalıklı bir adam çıkageldi ve Valentine'in ayaklarını yerden kesti. Valentine'ın iki hafta boyunca özel eskortu olması için ciddi bir para ödedi. Bu durumda "eskort" tüm ekstra görevler ve işler anlamına da geliyor. Burada Valentine ile aynı fikirde olmadığım bir durum vardı. Seks yapmak için para alıyordu ama fahişe olmadığında ısrar ediyordu. Sen ne dersen de sevgili Valentine. Bence ördek gibi yürüyüp ördek gibi vaklıyorsa.
Briar yedi yıllık kölelik karşılığında ruhunu bir iblise satmıştır. Tacizci bir kocadan kaçan Briar, şu anda hayatının tek çözümünün bu olduğunu düşünmektedir. Korkunç bir iş yerine, bu iblis onu bir açık artırmaya koyar ve bir ejderha kralı tarafından alınır. Ejderha kralı Sol'un insan bir eşe ihtiyacı vardır. Sadece yedi yıllığına bir eşe sahip olmak üzere olması iyi bir şey... Tabii daha uzun süre devam etmek istemiyorlarsa.
Vivienne'in arabasının lastiği patlayıp bozulduğunda hava karanlıktır. Lastiği değiştirmek oldukça zordur ve karanlık ve biraz da tehlikeli bir yabancı yardım teklif ettiğinde, onu tedirgin etse de yardımını geri çevirmez. İş bittikten sonra adam onu şu sözlerle uğurlar... "Kime güvendiğine daha dikkat etmelisin." Bir arkadaş partisinde Vivienne yabancıyla tekrar karşılaşır. Adamın adı Jonah Marks'tır ve sismoloji ve volkanoloji profesörüdür. Vivienne'in eski erkek arkadaşı (aslında çok iyi bir adamdır) sarhoş varlığıyla partiyi şereflendirmektedir ve Vivienne'in sapkın fantezilerini yanlışlıkla ortaya dökerken, bu utanç verici gaf Jonah'ı ona cazip bir teklif yapmaya teşvik eder.
Hayden Seth King, henüz 18 yaşındaki Sapphire'i, iri mavi gözlerini, melek gibi uzun sarı saçlarını, meydan okuyan genç isyanının arkasından bakan itaatkâr ama tamamen korkmuş ve kırılmış doğasını gördüğü an, onun kendisinin -Evcil Hayvanı- olacağını biliyordu. Onu kırma, sonra tekrar tekrar onarma şekli bazen delilikle sınırlıydı ve her zaman mantıklı değildi ve eylemleri en azından geleneksel değildi ve ona hiçbir zaman açıklama yapmadı, sadece yaptığı her şeyin bir nedeni olduğu gibi ipuçları verdi... Aralarındaki yaş farkı çok büyük ve her nasılsa benim için bu sefer okurken "kırmızı alarm" çalmadı. Tuhaftı ama yazarın bunu açıklama ve sunma şekli, o gizemli, karanlık adamı katman katman ortaya çıkarıyordu. Görevi, sonunda öğreneceğiniz gibi, hissetmemesi gereken aşkın son nefesini vermek ve bu genç kırık kadına çocukken yaşadığı korkunç istismardan iyileşme şansı vermekti, dışarıdan kalpsiz ve acımasız görünebilecek bir oyun düzenledi, ancak onun için daha yüksek bir oyun planı vardı, onu devam etmeye hazırlamak, iyileşmiş olarak mümkün olduğunca kendi başına yaşamak, başka biriyle, onun için seçtiği biriyle, sonuçta yaptığı tek şey onu SERBEST bırakmaktı. "Teşekkür ederim, Kralım."
Celia, teselliyi uyuşmuş varoluşunda bulan kurnaz ve zengin bir mirasçıdır. Bize anlattığına göre, yakınlık ve gerçek bir bağ yerine, şantaj ve hilede, başkalarının hayatlarını ve aşklarını yok etmekte hastalıklı bir neşe ve mutluluk aramaktadır. Geçmişte bazı yenilgilerle karşılaşmış olsa da çılgınca başarılı olmuştur. Ve belki de şeytanın kendisiyle tanışmak için çağrılmasaydı, oyun hayatı hiç dikkat çekmeden devam edecekti. Ona verdiği tepkiyle sarsılır ve içgüdüsel olarak onun erotik bir baştan çıkarmadan daha fazlası olduğunu anlar. Karanlık bir prens olan Edward'la tanıştıktan sonra Celia'nın dönüşüm hikâyesi başlar. Ama dönüşümü neye benzeyecek? Celia diğerlerine benzemez.
Camilla Rose, iki yakasını bir araya getirmekte zorlanan bekâr bir annedir. Yirmi küsur yaşında bazı zorlu hayat dersleri almıştır. Ancak, içinde bulunduğu koşulların üstesinden gelmek ve küçük oğlu Liam için iyi bir hayat kurmak için elinden geleni yapmaktadır. Eski erkek arkadaşının öldüğünü duyunca, onu son bir kez ziyaret etmeye karar verir. Onun cansız bedeninin başında durarak, uzun zamandır ona söylemek istediği şeyi söyler ve ona asla tanıyamayacağı oğlunun bir resmini bırakır. Sonra da son kez ondan uzaklaşır. Ancak, bıraktığı resimden haberdar olan tek kişi Camilla değildir. Tony'nin erkek kardeşi Ellis, küçük çocuğun resmini bulur ve Camilla ile yüzleşir. Tony'nin oğlunun varlığını kendisinden sakladığı için çok öfkelidir. Keder ve öfke içindeki Ellis intikam almak için her yolu dener. Esasen, Camilla'yı korktuğu tek şeyle, oğlunu kaybetmekle tehdit eder. Ellis Burke olağanüstü zengindir ve Camilla, oğlunu elinden almaya kalkarsa mahkemede ona karşı hiçbir şansı olmayacağını bilmektedir. Ondan ne kadar nefret etse de, onun iradesine boyun eğmek zorunda kalır. Ellis cenaze evindeki seksi kadından hemen etkilenmişti. Kadının Tony'nin çocuğunu doğurduğunu ve bunu bir sır olarak sakladığını öğrendiğinde ise öfkeden deliye dönmüştür. Öfkesi ve şehveti arasında kalan Ellis, hem cinsel fantezilerini hem de intikam ihtiyacını karşılamaya karar verir. Camilla onun yanına taşınacak ve itaatkârı olacaktır... ya da oğlunu kaybedecektir.
Juliette'in ebeveynlerinin ikisi de ölmüştür. Annesi öldükten sonra babası içki içmeye ve kumar oynamaya başlar ve daha sonra o da ölür. Geride Juliette'e düşen bir ton borç bırakmıştır. Üç işte çalışıyor ve neredeyse hiç uyumuyor. Ayrıca nankör ve şımarık 16 yaşındaki kız kardeşine de bakmak zorundadır. Yedi yıl boyunca babasının borçlu olduğu kötü adamla uğraşmıştır. Arlo bir gün içinde daha büyük bir miktar para istediğinde Juliette ne yapacağını şaşırır. Arlo parayı ya şimdi ister ya da ona küçük kız kardeşini getirir. Juliette kendini sunmaya karar verir. Arlo kız kardeşini alamayacaktır. Arlo Juliette'e tecavüz edip onu adamlarına dağıtmak üzereyken Killian'ın içeri girmesiyle yarıda kesilir. Killian Kuzey Yakası sokaklarının sahibidir ve Arlo onun ayak parmaklarına basmıştır. Arlo, Killian'a Juliette'i barış teklifi olarak sunar. Killian kızı istemez. Ona gitmesi için bir şans verir ama Juliette, Arlo'dan Killian'ı bir geceliğine mutlu etmesi ve borcunun silineceği emrini almıştır. Juilette Killian ile seks yapmak istemez ama Arlo'nun da peşine düşmesini istemez. Killian'ın kız arkadaşı ya da sevgilisi yoktur. Aşık olamaz. Aşk sizi zayıflatır ve zayıf adamlar öldürülür ve etrafındaki insanlar da öldürülür. Ama Juliette'le geçirdiği bir gece ona yetmiyor. Bu masum kadına kötü şeyler yapmak istiyor. Juliette bu sözleşmeyi imzalayacak ve bir yıl boyunca onun olacak. Bu sadece seksle ilgili olacaktır. İşin içinde duygu yok.
Dane ve Devi ilk günden itibaren bir savaşın içindeymiş gibi görünüyordu ve ben ilk başta bu iki karakter hakkında ne hissettiğimden emin değildim. Onların sarsıcı hikayesi lise son sınıfta, o zamanlar bile kendinden emin ve kararlı olan Devi'nin Dane'in hayatına girmesi ve dikenli topuklarının her tıklayışında 17 yaşındaki benliğini alt üst etmesiyle başladı. İkisi de oynayacakları oyun her ne olursa olsun kazanmaya hazır görünüyordu ve kesinlikle oynuyorlardı! Onu Dane'e karşı bu kadar sert ve acımasız yapan şeyin ne olduğunu bilmek istiyordum. Değerli arkadaşlarına ve daha sonra iş arkadaşlarına karşı tatlı ve sevecendi ama Dane'i düşünmek onu son derece rahatsız ediyordu. Görünüşte Dane kendini beğenmiş, delicesine zengin, kibirli bir herif gibi görünüyordu ama aynı zamanda kardeş gibi arkadaşları vardı - onun arkasını kolluyor ve ona destek oluyorlardı. Onları tanımayı çok sevdim ve siz de seveceksiniz. Davenport olmak onun için bir ömür boyu hapis cezasıydı, ailenin milyar dolarlık işlerinin dizginlerini ellerinde tuttukları için öz annesi ve büyükannesi tarafından yönetiliyor ve yönetiliyordu. Hayatı daha o ana rahminden çıkmadan planlanmıştı, peki bu yüce beklentileri karşılayabilecek miydi?
Winston Constantine - CEO, Zengin, Alfa erkek dominant ve sapkın bir tarafı var. Win'in Perry adında küçük bir erkek kardeşi var ve ailesinin Winston ve Perry'nin babasını öldüren Morelli ailesiyle bir tür acı rekabeti var. Ash Elliot - Babası, yeni üvey kız kardeşlerinin kendilerine ait olduğunu düşünmekten hoşlanan seksi ama kötü üçüzleri olan Manda Manford adında ünlü bir plastik cerrahla evlendi. Ash, Constantine'lere ait olan ve şirket ofislerine ev sahipliği yapan Halcyon Binası'nda temizlikçi olarak çalışmaktadır. Ash temizlikçi olarak çalışmaktadır çünkü babası onun üniversite parasını yeni karısı için harcamıştır. Winston Ash'e reddedemeyeceği bir teklif yapar.
Bu hikaye Max'in geçmişi ve onu Tad'in tanıştığı oldukça öfkeli, içine kapanık figür olmaya iten şeyle başlıyor. Henüz gençken oldukça trajik olaylarla şekillenmiş ve daha sonra popüler ve uzman bir Dom olmasına yardımcı olmak için bu deneyimlerden yararlanmıştır. Ayrıca zaman zaman şefkatli ve empatik bir kalbi vardı, bu yüzden Scott için nasıl bir akıl hocası ve en iyi arkadaş haline geldiğini de öğreniyoruz. Bir de Sean var, o da büyürken kendi sıkıntılarını yaşamış ama güzel, kendine güvenen ve yetenekli bir üniversite öğrencisi. Max, verdiği heykel dersi için Sean'ı model olarak işe alır ve birbirlerine çekilirler. Aralarında biraz itiş kakış olsa da Sean, Max'in ilgisini kazanmaya kararlıdır.